Bu Blogda Ara

18 Eylül 2013 Çarşamba

Hava Sahamız İhlâl Edildi" mi Dediniz?

Ankara'nın "yeni angajman kuralları", teröristlerin Suriye sınırını saldırılarında rahat kullanması için uydurulmuş bir örtbas olduğunu, aynı şekilde Suriye sınırlarımızı teröristlere açmayı "mültecilere insani yardım" bahanesiyle örtbas edilmesini herkes görebilmelidir. 

 Saldırgan olan ve savaş açmak isteyen taraf, batı önderliğinde ABD ve AKP hükümetiyken, Suriye niçin saldırgan tarafın eline koz vermek istesin? (Savaş istese helikopterini düşürterek değil füze göndererek savaş ilan eder ve tabi kimyasal silah sözleşmesine imza atmaz.) Hem Helikopterin Türkiye tarafına kasıtlı geçmesi çok mantıksız çünkü içeride arayacağı hiçbir şey yok, zaten teröristler sınırın Suriye tarafında değil mi? Suriye Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre de; bölgedeki teröristleri izlemekle görevlendirilen helikopter, Lazkiye’de keşif uçuşu yaparken kaybolup teknik bir arıza yüzünden Türk hava sahasına girdiği şeklindeydi.
Birçok saldırıda olduğu gibi ÖSO kameraları TSK Suriye helikopterini vurduğunda da hazır ve kayıtta olması benim dikkatimi çeken bir diğer nokta. TSK’nın helikopteri vurduğu, düştüğünde ise pilotları ÖSO’nun bulup başını kestiği, bu insanlık dışı “ortak operasyon”un lekesi Türkiye için bir utanç kaynağıdır.

Hatırlarsanız Ankara, Türk jetinin Suriye hava sahasını ihlali sırasında düşürülmesine itiraz ederken "böyle ihlaller olur" diyerek olayı meşrulaştırmaya çalışıyordu. Şimdi ise bu iki yüzlülükleri de aşikar oldu. Gerçi bu iki olayı bir biriyle kıyaslamak doğru olur mu siz karar verin; Bir tarafta saatte 1500 km hız yaparak -ses hızında- keşif yapmaya çalıştığı iddia edilen RF-4 jeti 4 dakikalık bir ihlal yapıyor, diğer tarafta M17 rus nakliye helikopteri saatte 100 km hızla sınıra paralel şekilde 2 dakikalık bir ihlal yapıyor… (TSK’nın açıklamaları)
Hem helikopterin Türkiye topraklarında vurulup Suriye toprağına düştüğüne inanan var mı? TSK’nın yayınladığı radar görüntülerinde helikopter Türkiye’de vurulmuş, ama Suriye’ye düşmüş. (Kaçarken arkadan vurulduğu söylenen TSK jetinin ters istikamette bilmem kaç kilometre öteye düşmesi gibi…) Eğer Suriye toprağı üzerinde vurulduysa bu tecavüz olarak kayıtlara geçer. "Uyarıldı" lafına ise hiç bakmayın, TSK bildirisine göre o sırada helikopter Suriye hava sahasındaymış. 14:25'te ihlal yapmış ve 14:27'de düşürülmüş.
Erdoğan tıpkı Uludere/Roboski olayındaki gibi helikopter olayında da topu TSK'ya attı ve inisiyatifin TSK'da olduğunu söyleyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Madem inisiyatif TSK’da, Acaba TSK Türk hava sahası ihlallerinde nasıl bir yol izliyor? Her zaman 2 dakika içerisinde füze mi ateşleniyor?
TSK kayıtlarına göre 2013 yılının ilk 7 ayında, toplam 67 ihlal gerçekleştirilmiş. Aralarında 10 dakika, 20 dakikayı bulan ihlallerin kayıtlı olduğu görülmekte. (Bakınız : http://www.tsk.tr/11_haberler_olaylar/11_2_hava_ihlalleri/hava_sahasi_ihlalleri_2013.htm) Bu 67 ihlalin tamamında ise alınan tedbir olarak sadece : “Olay Dışişleri Bakanlığına bildirilmiş”, ama bu sefer TSK inisiyatif kullanarak, hükümete bir bilgilendirme yapmadan helikopteri düşürme kararı vermiş.
Çok enteresan değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder